17 Temmuz 2011 Pazar

Cücelerin düğünü ya da bilinç altı bana ne demek istiyor?

Ünye Meydanı'ndan Ortayılmazlar Mahallesine doğru çıkıyorum bir akşam vakti. Her yer karanlık, Çınar Market bile. Tek başımayım; ama Ünye'deyim nasılsa diye hiç korkmuyorum. Birden gözüme gelinlik giymiş ve  mutlulukla koşuşturan cüce kadınlar çarpıyor. Hiçbiri genç değil ama beyazlar içinde bir genç kız heyecanıyla koşuyorlar. Daha iyi izleyeyim şunların diye saklanacak bir yer aranıyorum; ama nafile bulamıyorum. O kadar görünür olmama, sokakta tek başıma bulunmama rağmen, hepsi o kadar mutlu ki beni hiç kimse farketmiyor. Hem rahatlıyor, hem güceniyorum. Niye güceniyorum, bilmiyorum. Öyle bir duygu gelip geçiyor içimden. Cüce gelinlerin ardından, onlardan sorumlu gibi görünen bir elli boylarında başka bir kadın geliyor. Erkeksi tavırlar içinde, kızları sakinleştirmek ister gibi hızlı ama asla koşmadan peşlerinden gidiyor. Bu arada hepsi de yorgancı dükkanının içine doluşuyorlar. Dükkanın içi ışıl ışıl, nasıl parlak. Hepsi içeri girdikten sonra yoluma devam etmeye karar veriyorum. O da ne? İki adım atıyorum ki simit dükkanı ile yorgancı arasındaki yokuştan cüce erkekler iniyor, smokinlerini giymişler ve nasıl ciddiler. Onların da arkasında daha uzunca ve hepsinin düzeninden sorumlu başka bir erkek ve smokinsiz. Bir ara bu cüce erkeklerden biriyle göz göze geliyoruz, ama hiç istifini bozmuyor. Hepsi içeri girdikten sonra kapıyı yüzüme kapatıyorlar,çattt diye. O esnada gözlerimi açıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder