12 Ağustos 2011 Cuma

ANILAR 1


Bir yılı çeyrek geçe Ünye’deyim. Özlemiş miyim? Hayır! Ünye’yi değil ama arkamda bıraktığım koskoca kütüphanemi özlemişim mesela. Sürekli görüp ben de duygu uyandırmayan  bir takım şeylerin, bir yıl sonra ne kadar çok anlamlandığını görmek de  şaşırtı bünyemi.Albümleri gözden geçirmek de tadını unuttuğum bir aktivite halini almış. Uzun süre sonra ilk defa tekrar albümleri gözden geçirdiğimde  her bir fotoğrafa  hikaye yazabilecek kadar yaygaracı olmuşum iyi mi? Ya da farfaracı, bir Ünye deyimi kullanmadan geçemem. Uğursuzluk getirir.

  Aslında maceram uçak servisine binmemle başladı. Havaş’a değil, uçakla bekleme peronu arasındaki o kısa yolu alacak olan otobüsten bahsediyorum. Kitabımı okurken sakin sakin bütün otobüse sesini duyurmaya çalışan şu sesle irkildim.; ‘Ay Aysel Abla, naber? Ben de işte Samsun’a gidiyorum. Marmara Üniversitesi’nde araştırma görevlisi oldum. Bu sene hep yurt dışına gittim geldim. Başka yerlerden de teklif geldi’’ Soluksuz iki dakikada derledi ve son nefesini verdi kadın. Aysel Abla da tabii ki boş durmadı; ‘ Benim kız da ‘’disaynır’’oldu. Zaten biliyorsun çok yetenekliydi. Oğlum da iyi bir şirkette işe girdi’’ Bu ablalar daha gitmeden bir Ünye gerçeğini bana iki dakikada hatırlatarak, hazırlanmam gereken konularda, sorularda  bana bir nevi ön bir uyarıda bulundular. Sağolsunlar.


 

 Anne ve babam özlemişler tabii ki beni; ama biz hiçbir zaman ıslak ıslak öpüşen kucaklaşan bir aile olamadık. Öyle bir iki saniyeden daha fazla birbirimizi kucaklarsak mesela içimize daral gelir. O iki saniyeden fazla şovuna girdiğim zamanlar oldu tabii de, alışmadık kıçta da don durmaz. Sağı solu, eşi dostu, ana babayı bunaltmanın manası yok.


Bu gelişimde babamın arkadaş grubuna sardım. Bir anlamda beni çok güldürüyorlar. Babam tabii bunların içinde cep telefonu, banka kartı ve internet kullanmayı bildiği için kendine bir hayli güveniyor. Cep telefonunu kullanamayan mı var hoopp babamın yanına geliyorlar. Bankadan kartıyla para çekerken heyecanlanan mı var, ‘Alo Recai, nerdesin?’’ Tabii bunlar da babama bir özgüven getirmiş, hatta patlamasını yaşıyor diyebilirim. Kötü mü olmuş? Hayır. Görebildiğim kadarıyla annemi biraz rahat bırakmış, daha iyi geçinmeye başlamışlar.


 Bugün Ellyn geliyor Ünye’ye. En azından iki günüm biraz daha hareketli ve eğlenceli geçecek. Bu arada bu yazının başlığını  ‘Anılar 1’ yaptım, ama bu serinin en bombası  ‘Anılar 9’ du. Ben de bu sebeple en bomba yazımı J Anılar 9 ‘da yazacağım.







3 yorum:

  1. Babanın arkadaşlarıyla olan diyaloguna koptum, samimi bir film karesi gibi geçiverdi önümden :))Ama hayalin konuşma kısmında takıldım, şiveli mi konuşur bu insanlar acep? Kurmuşken tam kuralım hayalimizi di mi :))

    YanıtlaSil
  2. Allah razı olsun:) Sen de olmasan yorum yapanım yok kardeş. Bu şive işini iyi beceren var da, ben ne yazmayı ne de konuşmayı becerebiliyorum. Babamın hikayeleri almış başını yürümüş burda, denk gelince daha geniş anlatırım:)

    YanıtlaSil
  3. merakla bekliyorum devamını :)) aynen film karesi gibi canlandı her anlattığın :) süpermiş

    YanıtlaSil