12 Nisan 2015 Pazar

Kısa saç

 Son bir buçuk aydır inanılmaz motivasyonsuzdum. Okula üç gün falan aynı pantalonla gittim; eminim ki dikkatli gözlerden kaçmamıştır. Bazı günler o kadar pasaklı gittim ki okulda, giydiklerimden beni anlamaya çalışan bakışları da tabii hemen farkettim. Allahtan insan böyle hissettiğinde bakışlara da fazla takılmıyor; ancak en son Hollandalı öğrencimin ''Gül, umarım haftaya bu kadar motivasyonsuz olmazsın'' deyişiyle kendime bir ayar çekmenin zamanı geldiğini farkettim. Gerçi o hafta inanılmaz da hastaydım. Neyse, bu hafta artık enine doğru uzamaya başlayan saçımı kestirdim. Kuaför keserken, uzun zamandır bu kadar saç böyle bir kafa görmediğini itiraf etti. Bu arada özel dersime beş dakika kala saç kestirmeye gittim. Sanki az saçım varmış gibi derse yetişeceğime de inanılmaz bir inancım vardı. Bu arada ders vereceğim yer kuaförün hemen karşısı. Baktım saç bitmiyor, sanki kesildikçe uzuyor mesaj attım on dakika geç geleceğim diye. Sonra adetim olduğu üzere koşa koşa son hızla ders vereceğim kuleye koştum. Malezyalı öğrencim beni görünce ''Gül  ne yaptın saçlarına?'' diye sordu. Nolmuş ki? dedim. Bak şimdi toplantı odasına geçerken ofisten geçeceksin, ordaki kadınlara  saçlarına bak anlayacaksın beni''dedi. İyi dedim. Geçerken kör gözle baktım. Bence herkes acayip bakımlı ve havalı görünüyordu. Anladın mı ? diye sordu. Yok dedim.O da  '' Bu ofiste  tek bir kısa saçlı kadın yok, makyajsız kadın yok. Ben seni zaten hiç makyajlı falan görmedim de , bi de saçlarını kestirmişsin '' diyerek üç kelimede bana kadınlık dersi verdi. Evet dedim. Uzun saçlı bizim kültürün kadınları ama bu felsefe biraz fazla kaçtı, enine büyüyen saçlarımı kestirdim işte, dedim. Güldü. Sanki ben de saçları falan kestirip bu kadınlık hallerini umursamıyormuş gibi görününce çok marjinal bir tipmişim gibi oldu. Alakası yok.Bu halimize de şükür.