19 Ocak 2016 Salı

Yalnızlıkla barışmak...

Geçen haftalar o kadar yoğun geçti ki fiziksel olarak bir dakika bile yalnız kalamadım ve buna çok ihtiyacım vardı. Şimdi düşününce belki yalnız kalmak değil de durmaya ihtiyacım vardı; bedensel olarak. Okuldan geldikten sonra , yemek yiyor, bulaşıkları boşaltıp yeniden diziyor, makineye çamaşır atıyor ve yemek yoksa yapmaya girişiyordum sonra da özel derse koşuyordum. Oturursam kalkamayacağımı da bildiğim için durmak istemiyordum. Bedenimi çok zorluyordum ama hareket halindeyken hiç yorulmadığımı hissetmek harika bir histi. Daha çok hareket etmek, bedensel kuvvetimi daha verimli kullanmak istiyordum. Tüm bunlar bitip durduğum zaman da tekrar yerimden kalkamıyordum. Bu sırada beynim ne yapıyordu? Beynim sürekli sürekli düşünüyor, sürekli hareket halindeki ağzıma direktifler yolluyordu; durmamacasına... Arada da bana ne kadar yalnız olduğumu fısıldıyordu. Bunu hep yaptığı için uzak olmadığım ama beni rahatsız eden  bir his.Ama son zamanlarda bana da başka bir his ve barış geldi. Neredeyse çocukluk yıllarımdan itibaren çok yoğun hissettiğim bu duyguyla barış imzaladım; nasıl yaptım bilmiyorum. Şüphesiz ki birdenbire değil, yine sürekli konuşarak.Şunun gibiydi ; koşup bir yerinizi yaraladığınızda yara tazeyse hep kontrol edersiniz ya, o hesap. Şu son zamanlarda yaranın hep orada olduğunu biliyorum ama kontrol etmiyorum. Yara aklıma gelmiyor. Barışmış hissediyorum.Acımıyor. It doesnt hurt

2 yorum:

  1. shouldn't.
    yalnız geldik dünyaya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu konuda onaylaıcı bir yorum almak daha az yalnız hissettiriyor

      Sil