22 Nisan 2016 Cuma

İlham verici seri 1

İnternet'ten Türkçe dersleri vermeye devam ediyorum. Bu da haliyle beni zaman zaman dinlemeye öldüğüm hikayelerin kucağına atıyor. Bence bu işi yapmayı sevmemin ve bıkmayışımın nedeni de her defasında beni içine alan insan hikayeleri, yaşam biçimleri, zaman zaman yaşadıkları coğrafyadan kaynaklanan farklı bakış açıları. Bu işi epeydir yapıyorum. Her güne bir tanesini yazsam beni bir iki ay idare eder sanırım. Bu anlatacağım daha çok taze olduğu için belki de aklımdan hiç çıkmıyor;bilemedim. Yaklaşık bir buçuk ay önce mail kutuma düzgün bir Türkçeyle ders almak istediğini, gazeteci olduğunu ifade eden bir mesaj geldi. Sadece kelime seçiimi dizilişi değil noktası, virgülü, üç noktası da yerli yerinde kullanılmış. Tamam, dedim; ancak saatleri uyduramadık falan derken biraz aksadı ders. Yanlış anlaşılmalar oldu. Bu mail trafiğinde kadın huysuz, direkt mesajlar atmaya başladı. Aslında huysuz demeyeyim, sonradan kadını tanıyınca öyle olmadığını anlayacaktım, sabırsız, hatta İngilizce'de okusam normal bulabileceğim ama Türkçe dilimiz nezaket kurallarından yoksun olduğu için çevrildiğinde ortada lök gibi duran bir kabalık,tortu kalıyordu. Bunu çok iyi ifade edebildiğimden emin değilim. Neyse, en sonunda ders günü geldi. Skype'ı açtım, otuzlarının başında genç bir kadın yatakta yatıyor. Şaşırdım. Şu ana kadar olan derslerimin hiçbirinde yatarak ders alan bir insan evladı görmemiştim. Derse başlayınca kadının ne kadar sempatik olduğunu anladım ve emaillerindeki telaşı anlamayıp ters cevap verseydim ortaya ne kadar korkunç bir durum ortaya çıkacağını düşünmek bile istemedim. Çok ciddi bir bel rahatsızlığı yaşıyordu ve çok çok uzun yıllar kalkmadan yatıyordu. Gazeteciydi; aldığı sağlık hizmetleri hakkında yazılar yazıyordu. Bir buçuk sene önce kendi kendine bir dil öğrenmeye karar vermiş. Türkçe olabilir mi acaba demiş? Youtube'dan bir video dinleyince tamam budur diye karar vermişti. Yatakta zaman zaman günde dört saat, bir saat derken kendi kendine öğrenmiş dili; ama ne öğrenme. Ben ders yaptığımız süre boyunca ağzımı kapatamadım kendimden utanarak. Kadını emailinden değerlendirip ego yüklü bir geri mesaj atsam nasıl da herşeyi batıracağımı düşünerek. Neyse, uzun uzun konuştuk. Bir saatlik ders oldu bir buçuk saat. Türkiye'yi görmeyi çok istiyorum ama mümkün olur mu bilemiyorum dedi.İnşallah dedim:) Ve kendisine son zamanlarda bana ilham veren tek insan olduğunu söyledim;yalan da değil. Şimdi ayda bir kez olmak üzere derslerimiz devam edicek. Aslında üstüne para versem iyidir.

1 yorum: