5 Ocak 2017 Perşembe

Senenin son yazısını yazmazsam olmaz. Enteresan bir yıldı, kayıp ve şükür dolu... Gidenleri sık sık hatırladığım hatıralarıyla yeşerdiğim, yeni insanlarla tanıştığım şaşırdığım şaşırttığım yeni şeyler öğrendiğim bir yıldı. Bağımlılıklarımla da vedalaştığım bir yıl oldu; aşk meşk mevzularında. Meğer bu yıla nasipmiş bazı alışkanlıkların sevgi sandığım duyguların bitmesi de...

Pazartesi akşamı işten döndüğümde kapımda kocaman bir Japonya'dan paketiniz var, en kısa zamanda postaneden teslim alınız kağıdı gördüm. Bir an Japonya ile tek bağımın Yugo olduğunu düşündüm ama onun o taraklarda bezi olmadığını hemen hatırladım. Online ders verdiğim Rus bir öğrencim Japonya'da yaşıyor. Adı da Güzel. Hesabıma para yatırmak için adresimi almıştı ama yine de uzak bir ihtimal gibi geldi bana hediye durumları. Postanede kadın paketi bulamadıkça bana daral geldi tabii. Hatta bri ara arkadaş öğleden sonra gelicek o zaman gelin diyerek beni yollayacak oldu. Bir saniyeliğine bakışlarımız çakışınca paketi aramaya devam etti; buldu. Ben oracıkta paketi açmaya başladım. Bu arada memur iki kadın da beni takip ediyor. çok sevinmiş olmalıyım ki genç olanla göz göze gelince kadın neşeyle ''Çok mutlu görünüyorsunuz''dedi. O heyecanla üstüne çay dökülmüş masaya şalımı koymuşum, elime aldığımda sular akıyordu. 

Paketten güzel bir Japon takvimi ve şekerlemesi çıktı. Kısacık bir notla da talandırmıştı Güzel hediyesini.

O haftanın cumartesi günü Marie'yle buluştuk ve uzun uzun kahvaltı yaptık. Marie de bana iki tane tasarım diyebileceğim güzellikte mumluk ve bir roman almış İsveç'ten. Pek sevindim tabii... Hediye alınca aşırı seviniyorum. Kadın o halimi görünce Paşabahçe'den de hiç kullanmadığım hediye ekim var inan kullanmıyorum. Lütfen bunu al ve annene birşeyler seç dedi. Afferdersiniz ayıca onun da üstüne çöktüm.

O gün Marie'yle olan güzel muhabbetin ardından kendime bir yeni yıl dilekleri listesi hazırlamaya karar verdim ama bi noktada aşırı derecede sıkıldım ve bıraktım.
Bu sene değişik bir şeyler  yapayım diyorum.Mesela gitgide beni ele geçirmeye başlayan sosyal medya bağımlılığına son vereyim. Daha çok kitap okuyayım,yazayım. Daha akıcı daha ilginç... Kafamda olan hikayeleri kaydedeyim...İnşallah.

Yeni yılın son günleri beni üzen olaylardan biri de ''Married to Turkish man but still happy''grubundan çıkarılmam oldu. Bu grup yabancı özellikle İngiliz kadınlar tarafından kurulmuş, hala bir Türk erkeğiyle evli ama sanılanın aksine de hala mutlu olanların grubu. Ben yabancı bir arkadaşımın gruba üye olmasıyla olaya uyandım, iki sene önce üye oldum. Bu grupta neler yok ki? İngiltere'nin sayfiyesinden gelmiş  Batman'da kayınvalidesiyle oturup bazlama yapan mı dersin yoksa üç çocuğuyla gecekonduda yaşayan mı? Sürekli kayın kaynana şikayet eden, Türk kadınlarının çok beceriksiz ve çirkin olması nedeniyle eşleri tarafından seçildiğini düşünenler...Benim için adeta sosyolojik bir deney gibiydi sayfa. En son bu Türk erkekleri İsveç'te kendi halinde yaşayan altmış yaşındaki kadını bile baştan çıkarmışlardı ki kadın acaba eşimin arkadaşları beni çok güzel buldukları için mi yoksa param için mi diye soru soruyordu. Sanıyorum Türk olmam nedeniyle bu gruptan atıldım. Oysa ki uykusuz gecelerimin baştacıydı bu grup.

Umuyorum bu sene yine şükür dolu sağlık dolu bir yıl olsun. Artık kalbim dolsun seveyim sevileyim. Sevdiklerimle dha çok vakit geçireyim. Dilerim tüm sevdiklerim de...