7 Haziran 2019 Cuma

O anı dondurmak istedim.

Bayram sebebiyle memleketimdeyim. Normalde bayramda pek gelmiyorum; ancak yakın zamanda teyzemin kaybı, annemin içine dönmesi ve benim de gerçekten çok üzgün olmam ve memleketimi özlememden kaynaklı geldim. Teyzemin kaybı üzerine de yazmayı çok istiyorum ama başına oturamadım. Teyzem hastaydı ve sanıyorduk ki bu kaçınılmaz sona hazırlıklıyız; tabii ki bilinçaltının da fırsat buldukça fısıldadığı gibi değilmişiz.Teyzemin açtığı boşluk kocaman. Gülüşü bakışı esprileri, korktuğunda üzüldüğünde mahsun bakışları... Egosuz, alınmaz, küsmez haliyle pencere kenarından denizi izlerken ve çayını yudumlarken, ohhh boğaz'a bakarak çayımı içiyorum derken o anın içinde , tüm dikkatiyle ,var olduğuna eminim.

Komik gelebilir ama ben de bu anı yaşa, hisset mottosunu üç hafta önceye kadar   anlayabiliyor muydum? Anlamıyormuşum. Önemli olduğunu hissediyordum belki ama kalbi duygularla yaşıyor muydum? Hayır. Bu tatilde annemle babamla yan yanayken, birlikte kahvemizi yudumlarken oradaydım,mutluydum. Çok sevdiğim teyzemin ölümü bunu benim gözüme çarpmıştı. Dinledim dinledim, çay içtim yürüdüm. İmkansız değilmiş yani, anladım.

Bugün annemle yürüyüş yaparken bir anım geldi aklıma. Mahalle kültürü olan bir mahallede büyüdüm. Tüm komşular bir birini tanır, kimisi akraba kendi içlerinde güzel anlaşan insanlardı. Çok oyuncuydum. Gecel 12'lere kadar eve girmez, eve girince sızan bir çocuktum. Annelerimiz bazen denize götürür. Orda öğlene kadar yüzdürdükten sonra mahalle komşumuzun çiftliğine yürüyerek çıkardık. Yine böyle bir gün, üstümüze denizden katran bulaşmış, duşun altında kendimizi çaresizce temizlemeye çalıştıktan sonra yine o uzun yokuştan öğlen 12'de yürümeye koyulduk. Geldik, sohbetler, yemekler. Çok net olmamakla birlikte aklımda kalan anıların verdiği hisler;mükemmeldi. Sonrasında çocuklar yakan top oynamaya başladık ve o sıralar büyük ihtimal kırklı yaşlarda olan annelerimiz de bize katıldı. Çok güldük,çok eğlendik, anneleri büyük ihtimalle moruk gördüğümüzden onların can hıraş vurulmamak için koşması bizi gülme komasına sokmuştu. ya da bir şeyi birlikte yapmanın neşesi, suç ortaklığı. O anda arkadaşımın annesinin koşmasını bizim hep beraber gülmemizi dondurmak istediğimi hatırlıyorum. Yaşım 11'di ama o anın bitmesini hiç istemedim, çok yoğun bir neşe hissettim. O anı dondurmak istedim ama dondurmak istediğim anı unutmuşum. Bugün denizde üzerimize nasıl da katran bulaşmıştı derken  anılar kafamda birikiverdi. Cennet içinde boşlukları da olsa insanın çocukluğu diye düşünüyorum. Ölünce de oraya gittiğimize dair naif bir hisle kalbimi dolduruyorum.

5 yorum:

  1. Başın sağolsun Gül. Allah annene ve sevdiklerine sabır versin.

    O gülme komasını gözümde çok güzel canlandırdım. Tam çocukluk işte.
    Cennet gibi bir çocukluk geçirdiğine göre çok şanslısın.
    Sarılıyorum kocaman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim küçük Joe. İçinde her şeyi barındıran bir çocukluk. Boşluğu da yalnızlığı da neşesi de olan.

      Sil
  2. Başınız sağolsun. Teyzeler hayatımızda önemli yerler tutabiliyor. Boşluğu zor olabiliyor...

    YanıtlaSil
  3. Bloğunuz yeni keşfettim, blog dünyasında oldukça eskisiniz. Paylaşımlarınızın devamını dilerim.

    YanıtlaSil