eskiden gün içinde kafamda bol bol konuşur, akşam eve gidince bunları bloguma yazıcam derdim. Çoğu zaman yazamazdım. Şimdi de bol bol konuşuyorum; ancak asla eve gidince bunları bir kenara not edeyim demiyorum. Gelişi güzel yazıyorum ve bloguma bile demiyorum. Kafam karışık. Her zamanki gibi değil bu. Yeni bir okula geçtim, geçiciyim. Okulum güzel. Öğrenciler belli bir sıralamada. İsteksizler. Hiçbir şey e heyecan duymuyorlar. Sadece derslerin son on dakikasında cep telefonlarını ele alacakları zaman yüzleri kızarıp nefesleri hızlanıyor. Ülkeyi topsuz tüfeksiz teslim ettik.Neyse, eski okuluma. göre çok ileride. Kafam karışık... Geçen muhafazakarlık konusunda kafası oldukça karışık bir erkek öğretmenle konuşuyorduk. Akşama ne yapacaksın dedi. Taksim'e gidiyoruz dedim arkadaşımla. Sonra bana döndü dedi ki sen de Taksim'de içki içip saçlarına bulaştırıp kusarsın Allah bilsin dedi. Şaşırmadım, gücenmedim. Binlerce kez böyle sorularla muhattap olmuşluğum var çünkü. Biraz konuşkan , rahat, gülmeyi eğlenmeyi seven seküler bir kadınsan bu bileti sana çoktan keserler. Oysaki ben içmem ve sarhoş olmam. Ama artık bunu açıklamaya çalışmak beni çok yorar. Ben muhafazakarlığın binbir çeşidini görüp kabul etmişken, karşımdakinin hep aynı ezberden gidip yine olayı en temel hatlarıyla beni fazlasıyla görmek istediği yere koyup rahat etmesi gerekliliği üzerine belli ki tüm bunlar. Beni o bildiği modern kadın kisvesi altında illa ki saçı kusmuklu kadın kategorisine koyacak. Açıklamadım kendimi. Kendisini seviyorum. Tatlı biri. Muhafazakar dememin nedeni de kendini öyle açıklaması.
Şu sıralar oldukça tembelim. Yapmam gereken ama yapmak istemediğim hiçbir şeyin üstünde durmuyorum. Kendimi bu konuda eğitemedim. Zaman zaman rüyamda lise yıllarında sıkıştığım sınavlar geliyor. Ve üniversite sınavındayım hep bir şeyler aksi gidiyor. Soruları yetiştiremiyorum, kopya çekeceğim kişinin yeri değişiyor, hoca başımda duruyor, kopya çektiğim belli oluyor. Okul hayatım başarılıydı aslında ama sevmediğim derslerde büyük başarısızlıklara imza atardım. Matematikten 1 değil 0 çekmek gibi. Gıdım çalışmamak gibi. Tabiatım böyle. Anlamayacağıma ikna olmuşsam ve devamında istemiyorsam o masanın başına oturamam ve sittin sene bu sınavları bilinçaltı rüyası olarak görürüm. Bu yetmiyor gibi , bu rüyalara 2017-2018 sonu görüştüğüm bir adam da tebelleş oldu. O kadar rahatsız ediyor ki beni onu rüyalarımda görmek, kapısını çalmak ve korkunç birisin demek istiyorum. Sırf bunu dememek için de telefonunu her bir noktadan sildim. İşte yaş. 44 hareketler 14. Ruh yaşlanmıyor. Olgunluk başka özelliklerimde vuku bulmuş. Durmadan ne kadar yazıyorum görmek istedim. Bu kadarmış. Eskiden yapmadığım bir şeyi yapayım. Öpüyorum kendimi. Nasılsa birkaç güne döverim ve bu da beni pek rahatsız etmez. Ciao