19 Şubat 2024 Pazartesi

 Dün bir karar verdim. Artık dışarıda yemek yemek istemiyorum. Hem çok pahalı hem de çok tatsız. Geçen mütevazı sayılacak bir. Mekana gittik. Arkadaş içinde yeşil kreması olan bir şey aldı. Neredeyse 250 tl idi fiyatı. İçinde ne var belli değil. Yeşil olan şey fıstıklı mı? Sanmıyorum. Tat yok, keyif yok… Ne yediğimi bilmiyorum. Tamam dedim. En fazla okul kantininden bir tost. Parama yazık, mideme yazık.


Gündemden uzak kalmaya da karar verdima ama onu pek beceremiyorum. Bana uzak kalmak imkansız gibi geliyor. Siyanür haberleri, ölen işçiler…Şimdi annem ve babam da burada. Ne kadar haberen uzak kalmak istesem de yılların geleneği mutlaka 7 haberlerini açıyorlar. Bu kadar yorucu bir sene geçirmemiştim. Öğretmenlik tüm vaktimi alıyor. Aktif çalışmadığım zamanda da kafam fazlasıyla dolu. Ne zaman instagrama dadanıyorum işte o zaman anlıyorum ki iyi değilim. Bir şeyleri unutmaya, bazı görevlerden düşüncelerden kaçmaya ihtiyacım var. Yoksa oranın sahte gündemi hiç de ilgimi çekmiyor. Bazen kısa kısa verilen terapi seansları gibi yazılar bile kendi içinde karikatürleşiyor gibime geliyor.

Son zamanlarda içimde çok baskın olan duygu korku. Adım atamamak, bir şeyleri atlamak, yanlış anlaşılmak, açığımın aranması bulunması, kendimi anlatmaya çalışıp anlatamamak. Bence kırkta artık dünyayı görmeye başlıyorsun. Seni ısırmak isteyenlere sen bi kenara çekil bakayım diyebiliyorsun. Bir şeyi de kökünden anlıyorsan ; bir fikir ,insan, yaşam, her ne ise onu ya alıp bağrına basıyorsun ya da tamamen atıyorsun.


30 Kasım 2023 Perşembe

 Ne yıldı… burayı sık sık açtım, yazılanları okudum. İçim dopdoluydu ama yazmak istemedim. Kendi sesimi pek de duyamadım. Yalnız da kalamadım. Hayat işte öylece akıp gidiyor herkesin de yazdığı gibi. Yapılanlar olanlar istendiği gibi olmuyor, en azından benimkiler. Akşam bir yemeğe gidicem. Orada giymek için bir şey ısmarlamıştım, İstanbul’dan çıkan kargo Adana’ya gitmiş:) Kul kurar kader gülermiş…. Oysa ki bana göre basitçe bir plandı. Olmayınca olmuyor. Şu son bir aydır, kum dökme taş dökme, idrar yolu iltihabı circleından çıkamadığımdan artık sadece sağlığıma duacım olurum. Tabii bir de sevdiklerimin … İnsan olmak zaten zor herkes için. Evet hayat yaşamak falan güzel de hep bir mücadele be kardeşim. İnsan hikayeleri de olmasa, özellikle dünyayı bambaşka görenlerin hikayeleri her şey çok daha sıkıcı olurdu. Sabah kalktım kendime şişme mont layım dedim. Renk var, beden yok. Artık böyle şeylere lanet getirecek yaşlarda değiliz. Her yokluğun ki bu yokluk sayılmaz mutlaka bir bolluk olduğunu da idrak ettiğimiz yaşa geldik çok şükür . Tabii büyük yokluklarla da sınanmak istemem. Kaldıramam.  Ancak bu kadarını kaldırabiliyorum:) Gerçekten derdimi seveyim. Hava buz gibi, yaşamaya devam!

20 Mart 2023 Pazartesi

Mobing

 Okul müdürüm tarafından mobing’e uğruyorum. Neden olduğunu bilemiyorum. Sadece bir tahminim var. Okulda bir öğretmene ambulans gelmişti ve benim dersim boştu. Bir erkek öğretmen , hocam Bengü hocaya ambulans gelmiş.Ben çekinir diye yardım edemedim, isterseniz bir bakın dedi. Gittim baktım. İdareden kimse yok kızın başında. Şaşırdım. Okula ambulans gelmesi büyük olaydır. Odadan ağlayarak çıktı. Koluna girdim. Bindirdim ambulansa gitti. Ama şaşırarak çıktım yukarı. Dedim ki arkadaşlara niye hiçkimse yoktu idareden anlamadım. Olayın aslı sonradan ortaya çıktı. Meğer bu kız müdürle odasında kavga etmiş, ardından psikolojik sıkıntıları tetiklenmiş ve ambulans çağırmış. Müdür de bu sırada ona , öğretmenler odasında söylediği bir takım şeyleri ona söylemiş. Yani ona da biri taşımış bu lafları. Sonrasında kız döndü, bana sarıldı,elinde raporu vardı. Öğretmenler odasında bulunan tüm arkadaşlara başından geçeni anlattı. O sırada Allah bilsin benim de hangi dediklerim aşağıya taşındı bilmiyorum. Mobing şekli bana selam vermemek, nöbet tutarken öğrencilere koşmayın demem, onun da arkamda gelip koşun koşun demesi. Bunu da öğrencilerimin bana getirmesi. Ve hocam şimdi koşalım mı koşmayalım mı diye sorması.Bu ilk mobingi değil. Sadece bana karşı ilk. Artık kim gelirse gelsin, benim arkam sağlam, sana istediğimi yaparım tavrının bitmesini istiyorum. Çocukluktan bir farkı yok. Beni anneme de şikayet etsen bir şey olmaz, ondan da korkmuyorum, ne yapsam anam o benim bir şey demez gibi bir şey.Bıktım usandom

11 Mart 2023 Cumartesi

Bisiklet tamircisi

 Belçikalı bir öğrencim var. Gent’te yaşıyor. Tatlı bir insan, açık. Küçük bebekleri çok sevmiyorum. Onlar doğduktan iki ay sonra işime döndüm. Aslında daha da önce dönmek istedim, diyebilen bir açıklıkta. Kadınlar bunu diyebilmeli hiç utanmadan. Okulumda bir arkadaşımla proje gezisi için 4 günlüğüne Romanya’ya gidecektik. Çocuğu bir yaşını doldurmuştu. Kendi aiesi ve vicdanından önce okuldaki anneler başlamıştı, çocuğunu nasıl bırakıp gideceksin demeye. 


Bugün Ann’la dersimiz vardı. Konu konuyu açtı ve dedi ki ‘Eşim önceden müzik yapımcısıydı’. Meraklı bir insanım ne yapayım:) hemen sordum; Emekli mi oldu? Hayır dedi,işinden bıktı. Bıraktı. Şimdi bisiklet tamircisi olmak için kursa gidiyor. Pandemi döneminde bisiklet kullanımı çok arttı; ancak tamirci çok az. Devlet hem kursa para ödüyor hem de maaş veriyor.. Ağzım böyle şeyleri çok duymama rağmen açık kaldı. Bir yandan işinden sıkılan tek insan olmadığım için sevindim. Bırakabilen insan görmek hoşuma gider. Her şeye rağmen bir yerlerde insanca yaşamın olması çok hoş. Ah dedim Türkiye ile kıyaslayamıyorum bile. Yüzüm düştü biraz. Kıskandığım için değil ama canım da sıkılıyor böyle şeylere. Ama üzülme Türkiye’de de hava çok güzel dedi.:) Kaba ve düşüncesiz biri de değil asla. Belki son cümleden onu ima etmişim gibi sanılabilir. Değil. Karşılıklı güldük. Kusura bakma dedim, bu sorular çok özele giriyor ama ben de meraklı bir insanım. O da aman boşver, özele girince daha enteresan konular çıkıyor dedi.

1 Mart 2023 Çarşamba

Yalın Tutku

 Yazacaklarımı kısacık buraya not almak istedim. Son iki haftada Annie Ernaux’un kısacık iki romanını okudum. Biri Babamın yeri, diğeri Yalın tutku. Aradığım kadın sesi meğer Annie Ernaux’muş, Direkt, dolambaçsız ama insanı saran bir edebilikle anlatıyor. Gündelik yaşamın içinde zaten varolan haliyle. Pek bir şey eklemeye gerek olmadan. Okuduğunda-tüm femistleri olduğu gibi- bundan utanmama gerek yokmuş aslında, insanlar da benzeri şeyleri yaşıyorlarmış duygusuyla. Bir kitabın yorumu elbet böyle yapılmaz ama şu yaşımda Annie Ernaux’tan da aldığım feminist kuvvetle yaşadığım hiçbir şeyden utanmak istemiyorum.Neden utanıyorum? Utandıkça da neden kendimi silikleştiriyorum? Bu kitabı tekrar okuayacağım. Utanmamayı ve iyice görünür olmayı özemsemek için.

21 Ocak 2023 Cumartesi

 Şükür kavuşturana! 15 tatil geldi. Dün gerçekten öğrencilerin yaptığı hadsizliklere katlanmak için tırnaklarımla elimi oymaya başlamıştım. Bu satırları yirmi sene önce gencecik bir öğretmenken, öğretmenliğin şahaneliğini üzerine blog yazan bir öğretmen dile getiriyor. Artık çoğu zaman insanların evde zaptedemediği çocuğunu ben okulda zaptediyorum gibi hissediyorum. Elbette şahane öğrencilerim daha fazla. Bu saydığım oran nispeten daha düşüktür ama çok sinir bozucudur.

Haftalardır hastayım ,iyileşemiyorum. Bu tatilde inşallah en büyük hedefim iyileşebilmek, rahatça nefes alabilmek ve keyfime bakmak. Sabahın erken saatlerinde dışarı çıkmak ya da çıkmamak. Evi ne kadar özlediğimi ve keyif aldığımı farkediyorum son zamanlarda.


Güzel kitaplarım var elimde. Onları yavaşça okumak istiyorum. Didiek Freud var hatta podcasti de var Açık Radyo’da. Podcast dinlemeyi de seviyorum ama benim için görmek de çok önemli. Freud hakkında bu kadar net yazılmış, ya da konuşulmuş da diyebiliriz bir içerik hiç görmemiştim.Genel fikrim , meseleyi kavramış ,özümsemiş insanlar çok karışık şeyleri bile inanılmaz bir netlikte anlatabiliyorlar. Serol Teber de ilginç bir kişilik. Kitabı okurken , dur bakayım nerelerdeymiş dedim. Ölmüş. İntihar olmasından da şüpheleniliyormuş. Böylesi erken kayıba üzüldüm. Tarihe de baktım aklımın bir karış havada olduğu zamanlar. Gel gör ki bir noktada iyi ki de karşılaşmışım kitaplarıyla.


Orhan Pamuk’u da severim. Onun da resimli günlüğünü aldım yavaş yavaş okuyorum. Bugün kahve içesim yok. Zaten tek içtiğim de Türk kahvesi. Dışarıda 40 lira olmuş.Kötü bir kahve içince aşırı adabım bozuluyor. Cezve kahvesine de bayılıyorum ayrıca. Bugün böyle. Tatlı bir gün. Kar da yağsa keşke.

19 Ocak 2023 Perşembe

Flört

Geçenlerde hiç uyuyamadan okula gittim. Böyle günleri sevmiyorum. Normalde iş yerine şakacı, gülümser, soru yanıtlayan bir insan olduğumdan bu durgun halim göze batıyor. Gelen geçenin neyin var, nooldu sorularına maruz kalıyorum. Bu sorulardan bıkmış otururken karşımda bir sinema oynamaya başladı. Ellerimi yüzüme koymuştum, arada ufak parmaklarımdan dünyayı görebildiğim bir aralık bıraktım. Okulda artık 60 larının başında biri kadın biri erkek iki öğretmen kah kahk kih kih gülüyor, eğleniyorlar. Aralarındaki flört enerjisi oradan bana doğru zonk zonk geliyor. Hemen parmaklarımı yüzümden alarak, etrafa baktım. Acaba benden başka farkeden var mı diye. Yooo. Herkes kendi halinde. Allah affetsin başladım dikize. İlkel bir dedikodu dürtüsüyle değil ama böyle bir şeye gereksinimim var. Ben yaşamasam da çevremde böylesine güzellikler, imkansızlıklar içinde açan güller görmek istiyorum. A kişisi erkek öğretmen bu dönemin başında karısını kaybetti. Kalp krizinden. Çok üzüldü herkes. Adam kendini toparlayamadı. Adam bana sorarsanız hödük biraz ama ellerini kadın öğretmenin saçında kibarca gezdirmeyi biliyor. Ya da aynı kadın öğretmen yere kalemini düşürünce almayı. B kişisi kadın. Öğretmen hep ama hep bir şeylerden şikayet eder. Son zamanlarda o kadar değil. Ağız ağıza konuşurlarken ve diyaloğun normal akışında erkeğin elleri saçında gezerken kahkahalar atıyor. Bu memnuniyeti de nerede görsem tanırım. Kahkahalar göğe yükselirken yine herkes kendi havasında. Acaba bu iki insandan bunu beklemedikleri, yaşlı buldukları için mi? Malum okul genç yuvası. 42 yaşındaki beni bile yaşlı bulup hayatım bitmiş muamelesi çekiyorlar. Kendi dünyamdan çıkıp on dakika onları merakla izledikten sonra aldı beni bir gülme. Hem çok mutluyum bu iki insanın çok keyifli vakit geçirmelerinden, bir yandan da sinsice kendime bir umut ışığı yakıyorum. Ölmedik candan umut kesilmez. Neden olmasın? Yaradan ol demiş olmuş. Daha da çoğaltılabilir. Bu gülme krizime tüm oda dönü baktı, nooldu dediler neşeyle. Bu ikisi yine kendi dünyalarında. Sanki bunlar serap da bi ben görüyorum. Tüm ilgi bende. Sonra da işte zil çaldı hepimiz derslere koştuk.