9 Şubat 2013 Cumartesi
Gitsem mi gitmesem mi?
İşte tüm mesele bu soruyu zihnimde ikiletmeden cevaplamak; ama ben bu konuda kendimi bir haftadır öyle hırpalıyorum ki. Bunu zaman zaman da yapıyorum işin kötü tarafı. Utanmasam bilgisayardan temiz bir word dosyası açıp artılarını eksilerini yazacağım. Niye başkasına soruyorum ki? Ben kendimi bu kadar olumsuzluyorken el ne yapsın ? Şunu okuyan da beni önemli bir karar arefesinde sanacak. İpe sapa gelmez birşey olduğu için yazmaya yüzüm de el vermiyor..Bu şimdi burda kalsın gidersem ekleme yapıcam.
4 Şubat 2013 Pazartesi
Maalesef çok fazla çocukluk fotoğrafı olanlardan değilim. Hatta bir bilemedin iki tane fotoğrafım var bebeklik döneminden . Annemin demesine göre çok çektirmişler, ancak o zamanın fotoğraf makinaları çok dandik olduğundan hepsi yanmış. Ben annemin yalancısıyım tabii. Üstüne de fazla gitmiyorum kadının bu konuda. Yalnız geçenlerde kuzenimin albümüne bakarken içinde benim de olduğum bir sürü fotoğrafla karşılaştım. Küçük ben'i o fotoğraflarda görmek inanamayacağım kadar mutlu edip heyecanlandırdı beni. Kuzenimle birlikte hepsini tekrardan çekip bana bir arşiv oluşturduk. Ben de yeni çocuğu olmuş kadınlar gibi instagramlarda, facebook'larda paylaştım bebeklik hallerimi. Tüm fotoğrafları bir yana koyuyorum ama şu paylaştığım benim karakter özetimi çıkarmış gibi. Bir kere o ters giyilmiş badiye bir dikiz rica ediyorum lütfen. Ters giyilmiş! Orda sekiz ya da dokuz yaşındayım. Artık insanın kendini bildiği, toplum tarafından törpülenmeye başladığı, yani özetle ters giyilmiş, kirli kıyafetlerle insan içine çıkmamak gerektiğini bilecek yaştayım. Ancak fotoğrafa bakılırsa bunu hiç de önemsememişim, hatta fotoğrafım da çekilmiş, ters badisi içinde neşeyle oturan küçük kıza dakikalarca hayretler içinde gülüp belgelemek isteyen bir yetişkin tarafından. Burası sanıyorum teyzemlerin yazlığı. Biz de kuzenimle veranda da hoşbeş ediyoruz. Gerçi kendisi hala bebeklik çağında. Büyük ihtimal ben onu oyalıyorum. Eminim ki annem, teyzem ya da babam defalarca gidip badiyi düzgün giymem konusunda uyarmışlardır. Ben de gerçekten mülayim bir insan olmama rağmen gidip düzünü giymemişimdir; aynen şimdi olduğum gibi. Bak bugün gelip de biri bana ''Gül kazağını ter giymişsin'' dese gidip o kazağın düzünü giymek bana ölüm gelir. Neden bu kadar önemli diye sorarım kendime. Giymişsem giymişim. Bu bizim iletişimimize niye engel diye düşünürüm içimden. Ya da yolda ağız dolusu gülmeyle düğmelerimi yanlış iliklediğim için uyarılırım. Bak bunu çok sıkı yaşarım mesela; ama bir saniyemi alacak ilikleme işini yapmam, eziyet gibi gelir bu bana. Ters iliklenmiş düğme ya da ters giyilmiş bir giysi görsem de hiçbir şekilde uyarmam, ruhuma fazla gelir. Ne yapalım! Herkes başak burcu titizliğinde olamıyor.Belli ki ben de birşeyler ters gitmiş, kara delik olmuş, daha çocukluktan da belliymiş zaten. Şimdi okuyunca sanki bu özelliğimle övünüyormuşum gibi olmuş; değil. Hep çok eleştirilim böyle şeylere yeterince dikkat etmediğim için. Değişmeyen tek şey de cevabım olur. Ne yapayım, ben de böyleyim derim.Şimdi bir de bu fotoğrafı göstermek lazım eleştirenlere.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)