16 Kasım 2013 Cumartesi

Sinirler gerildi

Yazmadıkça bu parmaklar pas tutuyor, biliyorum bilmesine; ama yine de yazmıyorum. Demek ki ben o ''yazmasaydım çıldıracaktım'' familyasından değilim. Olmadığıma da memnunum açıkçası. Azıcık dengesizlik bile beni bu kadar düşündürtüyorsa, o ''yazmasaçıldıracak'' halimle herhalde peşinden sopayla koşulcak kıvamına gelirdim. Yalnız bazı şeyler oluyor insan hayatında, gündeliğin dışına çıkartan. Geçende yine böyle birşey yaşadım. Yazmasam olmayacak; çünkü unutmaktan da fena halde korkuyorum. Şu köşeciğe notunu alayım dedim, geldim mekanıma. Mekanım dedikten sonra aklıma tek tapulu malum demek de geldi ama öyle olmadığına da kanaat getirdim. Belki  20 yılllık devremülk falan gibi. Neyse, teşbihten sınıfta kaldık.


Okulum dışında birkaç yerde daha yarı zamanlı çalışıyorum. Bu çalıştığım yerlerden biri de Levent'te, cidden zengin insanlara hizmet veren bir dil kursu. Buradan hiç kimseye dil kurslarına gitmelerini önermiyorum bu arada. Cebindeki paranla ya özel ders al ya da İngiltere'ye git üç aylığına. Burada bir senede yapacağını orada üç ayda da yapabilirsin madem bu yola baş koydun. Neyse, ben tabii orada özel Türkçe dersleri veriyorum yabancılara. Lafı dağıttım, kaldığım yerden devam edeyim. Burada çalışan herkes çok şık bi kere. Muhasebecisinden eğitim danışmanına, pazarlamacısına kadar; bi öğretmenler öyle değil. Koridolar podyum gibi mesela. Vereceğin  selam ağzında, edeceğin tebessümün dudağında kalıyor. Keyfi gelmişse belki bir merhabana cevap vericek . Netice olarak az da gitsem sevmediğim bir ortam. Ofisler bir arada, genel müdürün odasına es kaza mı girdin? Bütün gözler, kulaklar sende.


Ben aydan aya maaşımı almaya gidiyorum. Muhasebeci hanım ablanın keyfi var mıdır diye her defasında stresten streste girerek elbette. İnsan maaş alacağı zaman kasılır mı? Ben daha o günden üç gün önce sinir harbine hazır oluyorum. Gidersin masasına, şimdi veremem,der. Maaşını  bir gün geç aldın diye seni azarlar. Bir kere de azarladı beni, ses etmedim. Belki ses edecek günümde de değildim. Bence bu halimle onun gözünde de tam da yenilip yutulacak lokmaydım.

Üç gün evvel yine stresler içinde maaşımı almaya gittim. Sıkıntıdan küçüldükçe küçüldüm hatta. Belki kadına ''beni ezebilirsin''mesajı bile yollamış olabilirim. O da benim bu sakin görüntümün altında iyice beslediğim sıkıntılı halimden güç almış olabilir. Diyalog aynen şöyle geçti;

Hanım ablamız, iki poğaçasını çayını almış, deri taytı topuklu botlarını giymiş olarak geldi ofise. Beni gördüğüne hiç memnun olmadı. Ağzından olur olmaz bir merhaba döküldü.

Ben: Maaşımı alıcam. Geçen ayı da almamıştım. (Bu arada daha evvel bu şekilde aldım, hiç sorun çıkmadı. O zaman abla iyi günündeydi belki)

Abla sinirli hareketlerle dosyayı aldı eline ve baktı.
''Almış görünüyorsunuz''dedi.

''Hayır almadım,eminim''dedim.

Bunun üzerine paranın yarısını vererek diğerini de öbür ay alacağımı söyledi. Ben de kayışlar kopar gibi oldu ama yine de ses tonumu yükseltmeden bunun mümkün olamayacağını söylediğimde bununkiler koptu.

''Ben bunu takip edemem, alamazsın'' diye bana bağırdıktan sonrasıını hatırlamıyorum. İşte o dakika ben de ağzımdan çıkanı duyamadım. İnanılmaz sinirlendim. Belli ki beni  birkaç kez azarlayınca sesim çıkmamıştı ve bu hep böyle gidecek sandı. Ağzıma ne geliyorsa söylemedim ama benimle böyle konuşamayacağını, normalca iletişim kurmasını ve o çaresiz onlarda akla gelen yaratıcı cümlelerle haddini bildirmeye çalıştım. Hemen çıkardı verdi paramı, sesini bile çıkaramadı. Ayrıca onun gözlerindeki şaşkınlık ve korku benimkinden çok daha fazlaydı .Alelacale imzaladım kağtları ellerim titreyerek kadını hayretten kocaman olmuş gözleriyle arkamda bıraktım. Kadını arkamda bıraktım ama öfkemi bırakabildim mi? Hayır elbette. İnsanlar kendileri için tehdit olan insanlara karşı şiddet gösterirlermiş. Bu kadına karşı acaba ne gibi bir tehdit oluşturuyorum diye düşündüm. Sonra kadının kadına yaptığı kötülüklere atladım beynim. Oradan oraya derken kendimi bir kahve dükkanında buldum. Türk kahvesi içtim içime bi huzur doldu. Sonra da düşünme mesaime kahve dünyasından naklen devam ettim.