8 Aralık 2018 Cumartesi

son 22

2018'de toplam altı tane yazı yazmışım.Üzüldüm böyle olmasına.Yazma heyecanımı kaybettiğimi hissettim. Kendi kendime söz vermeyeyim çünkü kendime verdiğim sözleri tutamam ama en azından sene bitene kadar buraya küçük küçük notlar almak istiyorum. Yıllar evvel yazdığım bazı yazıları okurken o zamanki naifliğim, kızdığım şeyler o kadar hoşuma gidiyor ki... O zamandan bu zamana çok mu geliştim? Hayır. Zamanla o naiflikler gitti başka şeyler aldı yerini. Ya da kaldılar bilemiyorum.Şikayet etmiyorum. Gerçi az önce annem doğum saatimi on sene öncekinden farklı söyledi diye küçük tatlı bir kriz yaşadım. Gereksizliğinin tabii ki farkındayım.

En son beş sene önce sütlü kahve içmişim ve özlediğim bir tat olduğunu fark ettim. Hemen yaptım ve yazmaya oturdum.

Babam az evvel dedi ki ''St Petersburg'a gitmeyi çok istiyorum. Baba yahu dedim ''Oraya giderken uçaklar o kadar sallanıyormuş ki düşmemesi mucizeymiş''İkinci cümleyi kafadan attım pek tabii. O da bunu pek umursamadan ''Yıllar evvel Rus pazarında bir kadından bir mızıka aldım, kadın St Petersburgluydu'' Hiçmerak etmiyorum Rusya'yı; ama Dostoyewski'yi severim. Adını yanlış yazmayı da pek umursamıyorum niyeyse. Bana göre niyet önemli. Dostoyewski anlar. Paul Mccartney dinliyorum. Not edeyim bunu da.


3 yorum:

  1. Az yazmış olsan da yine bloğa yazman çok güzel. Burayı bırakmaman çok güzel.

    YanıtlaSil
  2. :) sal gitsin!
    Ben de boslamistim. Ama keyif almaya basladim tekrar. Hosdöndün.

    YanıtlaSil
  3. ben de yazdığın için çok sevinenlerdenim.

    YanıtlaSil