31 Temmuz 2019 Çarşamba

Nil takipte ama kimi?

Nil Karaibrahimgil uzun zamandır kafamı kurcalayan bir mevzu. Şarkı sözlerini hatta bazı şarkılarını seviyorum. Bazı yazılarını da çok beğenerek okuduğum oldu. Instagramı keşiflerle dolu, her gün yeni yaşam öğretileri. Hepsini kabul ediyorum. Ama cebinde paran yokken, ayın 15’i gelene kadar tüm maaşını harcadıysan(giderlerinden ötürü), ödemen gereken faturaların seni bekliyorsa hala hayatı nasıl tüm kuvvetinle kucaklayabilirsin? Evet yaşam hakkında itici bir güce hepimizin ihtiyacı var ama karnın açsa tüm bu öğretileri alıp da nasıl hayatına uygulayabilirsin?

Hiçbir politik duruş yok. Hiçbir aktivizm yok. Kimi destekler bilmiyoruz. Eşi Akp’yi destekliyor onu biliyoruz. Hiç çatışmıyorlar mı mesela? Bunu bilmiyoruz. Dünya değişiyor. Nil Karaibrahimgil de bunu hep vurguluyor ve genç kızlara ‘biz de varız, burdayız’’ mesajları veriyor ama kızların en çok ihtiyaç duyduğu şey aktivizm değil mi? Kuru kuru bir ‘Kız gibi yap’’mottosuyla bu işler bu kadar basit mi? En yakın arkadaşı Elif Şafak Londra'da, bu konuda tek bir yorumu yok. Etliye sütlüye kesinlikle dokunmak yok. Oysa ki bu da abartılıp parlatılacak bir mesele en özünden. Tüm bunlar bana yüzeysel geliyor. Belki de anlayamıyorum cidden. Çünkü instagramına bakıyorum tek bir tane biraz da güncelden bahset diyen yok. Yeteneğine sözüm yok ama haksızlıklara ses çıkaran  azıcık da olsa risk alıp her şeye rağmen çoğunluk tarafından sevilmemeyi göze alabilen bir sanatçı genç kızlara daha iyi bir örnek değil mi?  Çünkü bazen çevren yoksa bazen de cebinde paran hiçbir şeyi abartıp parlatamıyorsun. İşte parlatan da birkaç tane. 

30 Temmuz 2019 Salı

Beş dakika

Ömrüm boyunca benim için bir dersi konuyu çalışma ona tek bir seferde bol zaman ayırmakla eş değer. Şunun gibi,  İtalyanca öğreniyorsam en azından bir iki saatimi ona ayırıp başından hiç kalmadan çalışmak. Başarıyı da hep bunun getirdiğine inandım. Belki de yanıldım. Çünkü çalıştığım insanlara bakıyorum. Asla yeni öğrendikleri Türkçe'yi çalışırken yirmi dakikalarını ayıracak zamanları yok. Belki gün içinde toplam yarım saat beşer dakika ayırarak bakabilirler. Öyle de yapıyorlar ve altı ay içinde temel düzeyde öğreniyorlar dili.

Bunun en yakın örneğini yine bir öğrencimde gözlemleyince ben de denemeye karar verdim. Adam altı ayın sonunda o beş dakikalık çalışmalarla temel düzeyde kendini ifade etmeye başladı. Yaş 57. O arada bulduğu beş dakikalık Türkçe saatine adam altın muamelesi yapıyor ve de hiç kaçırmıyor. Benim hayatıma sosyal medyanın da etkisiyle bol bol beş dakikam var ama asla kendimi hazır hissedip de verebileceğim 1 saatim yok. Bir de ama o şeyin üstünde 1 saat durmazsam öğrenmem algım da var. Neyse şimdi bulduğum o beş dakikalarda ben hemen bir testin başındayım. Bir soru, iki soru artık neyse çözüyorum. Hiçbir şey yapmamaktan iyidir.