Yazacaklarımı kısacık buraya not almak istedim. Son iki haftada Annie Ernaux’un kısacık iki romanını okudum. Biri Babamın yeri, diğeri Yalın tutku. Aradığım kadın sesi meğer Annie Ernaux’muş, Direkt, dolambaçsız ama insanı saran bir edebilikle anlatıyor. Gündelik yaşamın içinde zaten varolan haliyle. Pek bir şey eklemeye gerek olmadan. Okuduğunda-tüm femistleri olduğu gibi- bundan utanmama gerek yokmuş aslında, insanlar da benzeri şeyleri yaşıyorlarmış duygusuyla. Bir kitabın yorumu elbet böyle yapılmaz ama şu yaşımda Annie Ernaux’tan da aldığım feminist kuvvetle yaşadığım hiçbir şeyden utanmak istemiyorum.Neden utanıyorum? Utandıkça da neden kendimi silikleştiriyorum? Bu kitabı tekrar okuayacağım. Utanmamayı ve iyice görünür olmayı özemsemek için.
Hımmm... O zaman başlasın Annie okumaları benim için :)
YanıtlaSilUtanç yok! Suçluluk yok! hem de hiçbir şey için. Dünyanın bütün suçlarını üstlenemeyiz ama, değil mi?