Üniversitedeyken bir arkadaş manitasına ''Hayatta en sevdiğin şey nedir?'' diye sormuş. Manita da başka bir soruyla karşılık vermiş, ''Hangi harften en sevdiğimi soruyorsun?''. Ben bu soruya o zaman kıçımla ölesiye güldüğümü hatırlıyorum. Arkadaşım, çocuğun koca bir listesi olduğunu söylemişti. Oturmuş ince ince yazmış bunları kağıtlara. Bu incik cincik işlerle uğraşan eleman kısa boyluydu, hem de ölesiye kısa boylu. Böyle yaratıcı şeyler zaten kısa erkeklerden çıkar. Hep daha fazla bilmişlik hali, boyu kadar bir de yerin altında bulunma durumları.İlk başta şans vermediğin adam bir bakmışsın hayatına girmiş de seni yönetiyor. Ah siz kısa boylu erkekler! Ne desem boş. Neyse işte, ben bu en sevdiğin şey nedir, hangi harf muhabbetini saçma buldum bulmasına da, ne zaman bir flörte kalksam bu soruyu sordum . En çok da muhabbetin kangren olduğu anlarda. Ve ne oldu dersiniz? Tuttu! Vallahi de billahi de tuttu! Karşımdaki her seferinde başka harfleri de sor, beni keşfet yanlışlarına düşüp kendinden geçti. Demek ki bu kısa boylu elemanların bir bildiği var.
Sonuç olarak sadete gelirsek benim S harfinden en sevdiğim şey ''soba''. Ne güzel üstünde çay demle, su ısıt, köşesinde annen saçını yıkasın, sabah ekmek kızart çıtır çıtır bir de üstüne tereyağı. Ne tatlı! Şimdi bir fotoğrafını koyayım da hatrı kalmasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder