10 Ağustos 2013 Cumartesi
9 Ağustos 2013 Cuma
Kirtoş ne demek?
Bu kelime Ünye'de kendimi bildim bileli kullanılıyor. İnternette ve sözlüklerde kökenini aradım ama bulamadım; ama anlamını biliyorum. En azından insanların hangi anlama gelecek şekilde kullandığını biliyorum. Orta yaşı geçmiş fazla süslü(annemin açıklaması), toplum normlarına (giyim,davranış) uymayan kadın ve erkeklere deniyor. Mesela seksen yaşında 20 yaşındaki bir kadınla evlenmek isteyen erkeğe ''kirtoş'' deniyor. Görselle desteklememiz gerekirse.Altmış yaşını geçmiş Donald Trump'ın hiç şansı yok. Bu listeye ilk sıradan giriyor
Berlusconi'yi neredeyse unutuyordum
1 Ağustos 2013 Perşembe
Yünye'den başlıklar
Yazacak şey olmadığından değil de yazacak kalitede bulamadığımdan yazamıyorum. Ya da ne bileyim artık herkesin gazını atabileceği bir dünya fırsat var. O mecralarda hayatında hiç görmediğin kadar da beğeni alıyorsun. Instagram'a bir çiçek fotoğradı koydum misal, hooooppp sana on beş tane ''like'' alıyorum.. Beğenileri bol keseden almak ya da vermek insana iyi geliyor. Eskiden öğretmenlik anılarımı yazarken ne kadar eğlenirdim ve aralıksız her gün yazardım. İşin en acıklı yanı da insanlara bunu zorla okutturmaya çalışırdım. Benim ilgimi mi çekiyor herkesin de çeker gibi sığ bir kafayla. Neyse ki o kafadan artık uzaklaştım. Bu kafayla karşılaşınca da hiç bozmuyor, doğru yolla elbet bir gün karşılaşacağını umuyorum.
Bir süreliğine buraları fotoğrafla falan süsleyip altına yazı yazayım diyorum. Böyle hafif hafif, kendimi alıştıra alıştıra. Hem bloga da biraz renk gelsin. Şu sıralar Ünye'deyim. Sanki çocukluğu burada geçmiş bir insan değilim. Sabah masada taze tereyağı, süt, bahçeden kopartılmıs biberi görünce nasıl sevindim. İstanbul'da yaşayıp bunları kaçırıyorum diye dünyayı dar etmeden elbette. Yoksa çok uzun süre buralarda da yaşadım. İlk üç senden sonra da delirerek yaşadım. Neredeyse Ünye'ye bir senedir gelmiyorum; ama sorgusuz sualsiz kabul gördüğüm bir kapımın, odamın hatta eski de olsa bir bilgisayarımın olması çok hoşuma gidiyor. Şimdi kendimi denize, bağa bahçeye, eşe dosta vermeye gidiyorum; ama dönücem
Bir süreliğine buraları fotoğrafla falan süsleyip altına yazı yazayım diyorum. Böyle hafif hafif, kendimi alıştıra alıştıra. Hem bloga da biraz renk gelsin. Şu sıralar Ünye'deyim. Sanki çocukluğu burada geçmiş bir insan değilim. Sabah masada taze tereyağı, süt, bahçeden kopartılmıs biberi görünce nasıl sevindim. İstanbul'da yaşayıp bunları kaçırıyorum diye dünyayı dar etmeden elbette. Yoksa çok uzun süre buralarda da yaşadım. İlk üç senden sonra da delirerek yaşadım. Neredeyse Ünye'ye bir senedir gelmiyorum; ama sorgusuz sualsiz kabul gördüğüm bir kapımın, odamın hatta eski de olsa bir bilgisayarımın olması çok hoşuma gidiyor. Şimdi kendimi denize, bağa bahçeye, eşe dosta vermeye gidiyorum; ama dönücem
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)