Okullar başlayalı epey oldu. Online eğitimde günde yedi ders alıyor öğrenciler. Dersler otuz dakika teneffüsler on dakika. Geçen döneme göre eba2da bir takım iyileştirmeler yapılmış. Sistem nadiren atıyor, ders süreleri azalmış. Geçen dönem çok hasta olduğum bir dönemde başlamıştı pandemi tatili ve o kadar düşüktü ki modum ve sağlığım sağlıklı bir ders işleyememiştim. Şükür şimdi daha iyiyim. Öğrencilerimi uzaktan daha çok seviyorum. Kesinlikle online eğitimde daha sabırlıyım. Geçen dönemin sonlarına doğru kendi iç sesimle öyle bir savaş halindeydim ki sınıfın içinde hem somut çocuk sesleri hem de sinsice benimkiler birbirine karışıyordu. Tabii benim sesim daha güçlüydü ne de olsa annemin, konu komşunun hatta toplumun sesiydi. Benim bunları anlamam terapiye gitmemle başladı. Daha sakin akıllılar bunları kitapları okuyarak da farkedebiliyor; ama benim özümde de hep bir onay alma ihtiyacı olduğu için bunu terapistsiz başaramazdım.
Memleketimden döndükten sonra kendimi İstanbul'da sokaklara vurdum, sosyalleştim, sevdiğim insanları gördüm. Online derslerim zaten yaz boyu bitmedi hala devam ediyor. Türkçeyi öğrenmeye çabalayan insanları gördükçe onlardan ilham alıyorum. Yabancı öğrencilerim bana çok gülüyorlar. Acaba aman neyse ne diye salıyor muyum acaba yanlarında? Bilemedim.Ne desem gülüyorlar.Öğretme şevkimi arttırıyor. Bunu keşfetmiş olmasınlar?
Çocuklarla olan derslerde sık sık diyorum ki çocuklar hata yapmadan öğrenilmez bunun kuralı budur. Bunu o kadar iyi bilmelerini, bana inanmalarını istiyorum ki. Öğretmenden onaylı hata yapma sertifikası veriyorum. Hata yaptıklarında kibarca düzeltmeye uğraşıyorum tabii her zaman bu sabırda da olmuyorum. Bin kere anlattığım şeyi yanlış yaptıklarında- öyle eski zamanlardaki gibi bağırmalar yok tabii ki-biraz asıyorum suratımı.
Kötü bir öğretmen olduğuu düşünmüyorum. Dersimi ciddiye alırım arada komiklikler yapar, akıllarını almak için de bloggerları, futbolcuları, rapçileri takip ederim. Geçen dönem bir arkadaşım sınıfta saçma bir magazinsel konuda takılınca- galiba nadir yapılan bir spor adı idi- biri çıkıp hocam Gül hocaya soralım o böyle şeyleri çok iyi biliyor demiş. Böyle şeyler , ıvır zıvır ama gurur duydum.
Şu sıralar Beden Kayıt Tutar diye bir kitaba başladım ve sevdim. Kalınca ama akıcı; travmanın iyileşmesinde beyin, zihir ve bedenin öneminden bahsediyor...
Bitirince de buraya yazıcam. Yazmayı seviyor ama öyle üşeniyorum ki
Sağlıcaklar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder