Öldürülen her bir kadın için çok üzülüyorum. Ölümle yüz yüze kaldıkları, kurtulmalarının imkansız olduğunu hissettikleri o an yaşadıkları korkuyu hayal edemiyorum ama bir kadın olarak da tüm bunları yaşama ihtimalimin bu ülkede çok yüksek olduğunu biliyorum. Geçen tramvayda geldi başıma. Yanıma bir adam oturunca kalktım, sosyal mesafe nedeniyle. Kitabımı okuyordum zaten, ayakta devam ettim.Adam meğer Üsküdar durağına kadar bana küfür etmiş, metronun sesinden duymamışım. Nasıl kalkarmışım, neden rahatsız olmuşum? En son bir yer boşalınca ben adamın göz hizasından uzaklaştım. O da geçti karşımdaki boş yere oturdu ve dik dik bakmaya başladı. Allah biliyor ya ilk o zaman farkettim. Son durakta inecekken hala bana ters ters bakıyor ''Hayırdır, niye bakıyorsunuz dedim ,küfretti.Bana doğru yöneldi vurmak için, araya insanlar girdi. Avazım çıktığı kadar bağırdım, polis,polis çağırıyorum diye. Koşarak kaçtı. Nooldu? Polis mi geldi? hayır Özel güvenlik mi? hayır. Sinirimi alamadım, bağırdım arkasından hayvanoğlu hayvan diye. Başta adamlar olmak üzere bana gülerek baktılar. İçim ezildi. Kendim için, tüm kadınlar için. Adamın bana vurmaya yeltendiği an fiziksel güçsüzlüğümün o kadar farkındaydım ki... Bu çaresizlik, bu çaresizliğimin adamda yaratıığı azgınlık sinirlerimi bozdum. Birkaç kişiye anlattım, kime anlattıysam şaşırmadı, anlattıkça hırsım arttı.Elde ne var? hiç
Şu ''elde ne var.Hiç'' kısmı bizi perişan eden. O ''hayvan oğlu hayvan'' ı demişsin ya o da bir şey. Bize bedduadan başka seçenek bırakmayan şu sistemin Allah belasını versin.
YanıtlaSil