Ben demedim Karslı öğrencilerim dedi. Kaz eti Karadeniz'de pek yenmez, bu nedenle etine de yabancıyım. Kaz hakkında ne biliyorsun diye sorsalar, ''Uçan Kaz Nils'' diye cevap verir, dokunmayın garibe derim. Öte yandan at eti kadar da uzak durmam kendisine. Şöyle ki Almanya'da kaldığım otelim menüsünde at eti yahnisi görünce, orda tekrar yemek yiyememiştim. Böyle bir damar benimkisi. Atı sevebilirim, öpebilirim, hatta binebilirim ama yiyemem.
Neyse, asıl konuya dönmem icap ederse, çocuklar uzun uzun Kars'ı anlatıp, kaz kız ve kaşar üçlüsünü övüp, kaz ve kaşar satmaya çalışmaktan da geri durmadılar. Kaşara biraz göz kırptım tabii.
|
nar gibi kızarmış kaz eti |
Anlatmalarına göre de kazlar yetiştirilip kesildikten sonra, karda bekletiliyormuş. Sonra da tuzlanıp kurumaya bırakıılıyormuş. Tüm bu işlemler de kendisini nefis, ağız şapırdattıran sınıfına dahil ediyormuş. Kars'ın kaşarını yazmıycam ama ilerde Kars'ın kızını duruma göre yazabilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder