23 Ocak 2015 Cuma

 Sene sonunda sınıf öğretmeninin, başarılı sıralamasında ilk üçe giren öğrenciye hediye alması adettendir. İdare ortalama kağıdını yollayınca ilk işim önce bu kişileri tespit etmek oldu. Üç tane erkek öğrenciydi sıralamaya giren. Özellikler erkek olunca ki 13 yaşında da olsalar hediye almak en sıkıntılı iş. Kızı memnun etmek daha kolay olurdu benim için. Yaklaşık dört gün düşündükten sonra, dedim ki kendi kendime en iyisi sormak. Size bir hediye almak istiyorum; ama alacağım şey konusunda kararsızım. Kitap alsam demeye kalmadan yüzlerini buruşturdular. Yemek ısmarlıyayım dedim. Seslerini çıkarmadılar. Ben de dedim ki ''Size bir ders saati süre veriyorum. Bir karar verin bekliyorum''. Biir ders sonra beni öğretmenler odasından çağırıp ''Öğretmenim bizi Starbucks'a götürür müsünüz ''diye sordular. Biraz çekinnerek sordular elbette. Önceki derslerin birinde Burger King'den başlayıp Starbucks'tan çıkıp hepsinin köküne kibrit suyu edebiyatına girmiştim. Ama çocukları kıracak değildim. Kaldı ki ben de zaman zaman eşi dostu kıramayıp oturuyorum. Karneleri dağıtırken sınıf dördüncüsü dedi ki ''Öğretmenim, ben de üçüncülüğü yarım puanla kaçırdım. Gelebiilir miyim'' Tamam gelebilirsin dedim. Yukarı çıkıp aşağıya inene kadar baktım beş kişi olmuşlar. Beşinci de sonradan eklenen dördüncünün kankası olduğu için onlarla gelecek ama kahve içmeyecekmiş:) . Sonunda  200 metre ötedeki alışveriş merkezine gitmek üzere yola çıkabildik. Sonradan eklenenler cep telefonlarıyla annelerini arayıp öğretmenlerinin kendilerini davet ettiğini söyledi. Sonunda Starbucks'a geldik. Onlar ilk defa geliyorlar, ben de çocuklar Starbucks'ta ne içer en ufak bir fikrim  yok. Biri dedi ki ''Ben espresso içicem'' Baktım olmayacak kadına dedim ki ''Çocuklar genellikle ne içiyorlar?'' Şimdi yazınca münasip gibi görünmeyebilir ama o sırada hiçbirinin umrunda olmadı onlara çocuk demem.Kadının tavsiyesi üzerine hepsi kremalı beyaz mocha aldık. Çok beğendiler kahvelerini. Sonra bir masaya oturduk, gelsin selfiler gitsin toplu fotoğraflar. Birinin arkadaşı inanmamış Starbucks'ta olduğuna hemen ona fotoğraf yollandı. Derslerle ilgili konuştular, güldüler. Bir saat sonra kapıda bizim okulum tüm kadın öğretmenleri göründü. Onlar da kahve içmeye gelmişler. Bizimkiler başladı kıpırdanmaya. Gidelim, sosyalci de geliyo, dincinin yarışmasına katılmadık... Müsaademi isteyip kalktılar. Tatlı bir gündü. Ben onları yollayıp biraz da öğretmenlerle takılıp tatmin edici !!! bir hediye almanın mutluluğuyla evime gittim.

2 yorum:

  1. gül, senin bu öğrenci hatıralarından kitap olmalı bence :))

    YanıtlaSil
  2. ogretmenoluyorum.blogspot adı altında bır blogum vardı. O blog hep maceralarla doludyu. Şimdi dışarıya açmadan o bloga devam mı etsem diyorum. Eğitim politikalarından falan bahsetmek. Baş örtü yasağının getirdikleri, baskı.... Belki çok ilerde bi belge yerine geçer. O dönemleri görürsek.

    YanıtlaSil